20 Eylül 2014 Cumartesi
MUM SEMBOLİZMİ...
“Karanlığı lanetlemektense bir mum yakmak daha iyidir.”
Mum sembolizmi dini ve kültürel geleneklerde çeşitli şekillerde yansıyor.
'Önce Ateş Vardı'
Dinsel alanda, Mum/Çerağ/Kandil gibi araçlar, ilgili topluluğunun ateş kültü ile bağlantısını ortaya koyar.
İnsanoğlu ateşi keşfettiği günden beri, ateşe olan tutkusunu, içsel bir saygı duruşunu farkında olmadan hala gösteriyor.
Isıtan, aydınlatan ve hatta yakan ateş, asırlardan beri “aşığı” olan mumla hayatımızın bir parçası.
Günümüzde, özellikle yaşam alanlarımızda sıcak, doğal ve dinlendirici etkisi sebebiyle kullandığımız mumlar bulunduğu mekanın havasını tamamen değiştiriyor, büyüleyici bir atmosfer yaratıyor.
Tıpkı Çin atasözünde “Karanlığı lanetlemektense bir mum yakmak daha iyidir.” denildiği gibi karanlıklara, negatife yoğunlaşmak yerine, bir mum yakmak bulunduğumuz ortamın enerjisini pozitife çevirebiliyor ve ruhumuzu dinlendiriyor.
--------------------------------------
Yanan mum kararlılık ve gelecek için umut belirtir.
Sönük bir mum olanakların boşa harcanması, yokluk ve hayal kırıklığıdır.
--------------------------------------
Mum ,kendini gerçekleştirmek için kendini yakman gerektiğini hatırlatır.
Bugün daha çok Romantizmin sembolü olarak bilinen mum ,İnanışların ve ayinlerin başkahramanı
Geçmişte mumlar bir ışık kaynağı olarak sadece aydınlatma için kullanılmıyordu. Farklı şekil ve boyutlardaki mumlar tarih boyunca dini törenlerde ve çeşitli ayinlerde başrol aldı.
Günümüzde de kısmen değişmiş olan ritüelleriyle, dini törenlerde hala mum kullanılıyor.
Bircok dini mekân da (kiliseler, havralar, budist tapınakları vs) mum yakılır.
Bu mum alevinin negatif enerji toplayıcı olduğu temel düşüncesine dayanır. Aynı anda pozitif enerjinin de toplanması ve odaklanmasına hizmet ettiği inancı da vardır.
-------------------------------------------
Budizmde Hinduizmdeki gibi tanrılara hayvan sunma geleneği yok.Bunun yerine mum yakarak saygılarını gösteriyorlar.
Buddhaların nail olduğu şeylere duyulan saygının bir göstergesi olarak insanlar heykel ve resimlerin önüne tütsü, mum, su dolu taslar ve yiyecek sunuları bırakır.
Tibet öküzünün ağır kokulu yağından yapılmış mumlar yakılır.Budistler, önemli kimselerin mezarlarına çiçek sunar, mum yakarlar.
Budistler meditasyon sırasında rahatlamak ve gevşemek için mum kullanıyorlar. Hinduizm mumu ruhsal aydınlanmanın ve başarının sembolü olarak ifade ediliyor.
Meditasyon çalışmalarında mum yakmak, enerjiyi yükseltecek ve meditasyonda daha iyi odaklanmanıza olanak verecektir.
Renklerle şifa çalışmalarında, mumları ihtiyacınız olan renklere göre seçip mum ile meditasyon önerilir.
Yoga egzersizleri yapılırken içeriğinde rahatlatan yada hoş kokular içeren mumlar yada tütsüler ve müzikler atmosferi güzelleştirmesi, dinginlik vermesi açısından oldukça güzel araçlardır.
Mum ışığıyla meditasyon nasıl yapılır?
Göz yogası olarak da bilinen Tratak Meditasyonu, göz seviyenizde bir mum ışığına bakarak, zihni boşaltmaya yarayan bir meditasyon biçimi. Sadece 10 dakikanızı ayırarak, çok basit bir teknikle bu meditasyonu uygulayabilirsiniz.
Karanlık bir yerde yaklaşık bir kol boyu mesafesinde duracak bir mum koyun. Mumun arkasına siyah bir örtü gerin. Mümkün olduğu kadar rahat oturun ve mum ışığı tam göz hizasına getirin. Hiç hareket etmeden, birkaç kez derin nefes alıp verin. Gözlerinizi kapayın ve derin soluk alış verişine konsantre olun. Yavaşça gözlerinizi açın. Gözlerinizi yavaşça burnunuzun ucundan, yere doğru ve yerden yavaşça muma doğru takip ederek, direkt mum ışığına bakın. Gözleriniz yaşarana kadar mum alevine gözlerinizi kırpmadan bakın. Gözleriniz yaşarınca, gözlerinizi kapayın ve zihninizde mum alevi kaybolana kadar yoğunlaşmayı sürdürün ve gözlerinizi açmayın.
Mum alevi imgesi zihninizde kaybolduktan sonra gözlerinizi yavaşça açın ve tekrar derin nefes alıp verin. Tratak Meditasyonu ile hem konsantrasyonunuz artacak hem de ruhsal olarak kendinizi dinlenmiş hissedeceksiniz.
Hintli Yogiler "trataka"deneyiminin görüşü, algıyı kusursuzlaştırdığını söylerler. Bu atı kriyas ya da " arınma ödevinden " biridir.
(Mum yerine herhangi bir parlak obje kullanılabilir. Om beş mumluk renkli bir ampul, mumun yerini alabilir. Ramamurti Mishra, "Yoga'nın Esasları" adlı eserinde, dikkatli mavi, düşük vatlı bir ampul üzerinde toplamaktan söz eder. Fakat, bir elektrik ampulü, hem ışık hem ateş sembolü olan alevin taşıdığı anlama sahip değildir)
Vücudumuzda Melatoninin en cok bu çalışma ile salgılandığı tesbit edilmiştir. Yanan bir mum ışığına gözü fokusluyoruz ve bu işlem sırasında beynimizin sap kısmını da dengelemiş oluyoruz. Gözler mum ışığına odaklandığı zaman epifiz bezine hormon salgılaması için uyarı yapıyor ve hormon salgılanması bu işlemi yaptığımız sürece, her gece artarak devam ediyor. Bağışıklık sistemini korumamız için gece bir müddet mum ışığına odaklanmamız ve sonra uyumamız hormonlarla ilgili çalışmalar yapan doktorlar tarafından şiddetle tavsiye ediliyor.
Tratak beynin her iki yarısında dengeyi sağlar ve epifiz bezinin büyük miktarda Melatonin hormonu üretmesini destekler. Melatonin hormonu, vücutta kanser oluşum riskini büyük oranda düşren bir hormondur. Tratak ayrıca olaylara kolay konsantre olma gücümüzü de arttırır.
-----------------------------------------------------
Doğayı esas alan çağdaş bir Pagan inanışı olan Vikalıkta mum,
dört temel element ateş, toprak, su ve havanın geçtiği büyü törenlerinde görülüyor.
İmbolc Kelt tanrıçası Brigit (Brigitta olarak da adlandırılır.Tedavi ve ilham tanrıçasıdır)’in bayramıdır. Dünyanın bereketliliğinin kutlandığı bir bayramdır ve gelenege göre büyük bir sevinç ateşi yakılır.Ateş temizlik ve arınma anlamındadır.
Bu bayram zamanında,evde büyük bir temizlik yapılır ve mumlar yakılır.
Hıristiyanlıkta ise kiliselerde yakılan dilek mumları, tanrının bir ışık olduğuna işaret ediyor.
Mum, Hristiyanlıkta duanın sembolü ve onun kabul edileceğine inanmaktır.Bu yüzden mum yakarlar.
Noel bayramından önceki dört hafta, Noel’e hazırlık “Advent” dönemi olarak adlandırılır. Latince ‘Adventus’ kelimesi geliş anlamına gelir ve bundan İsa’nın ilk Noel günü beklenen doğumu kastedilir. Ailelerin bir çoğu dört mumdan oluşan bir Advent çelengi hazırlar. Her hafta pazar günü bir mum yakılır.Noel ağacı mum ve renkli süs eşyalarıyla donanır.
Azizler Yortusu 1 Kasım günü kahramanlar ve ölenlerin anılarıyla birlikte kutlanır. Bugün mezarlıklar ziyaret edilir ve mezarlar çiçek ve mumlarla süslenir. Katolik kilisesine ait mezarlıklarda mum yakılır. Mum ışıkları ölenleri aydınlatan ebedi ışığı sembolize eder
(Bu bayram Baden-Württemberg, Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya, Rheinland- Pfalz ve Saarland eyaletlerinde dini tatil günüdür)
Paskalya ateşi ve paskalya mumu paskalya bayramının özelliklerindendir. Bunlar ölümü yenen ve yeniden dirilen İsa’yı sembolize ederler.
Ermeni kilisesinde Surp Dznunt yortusunun hazırlık dönemi tam 7 hafta, diğer bir deyişle 50 gün sürüyor, bu hazırlık dönemine Hisnag (Advent) adı veriliyor. Hisnag döneminde her bir haftası için her Cumartesi günbatımında(Giramudk) dualar ve ilahiler eşliğinde mor renkli yeni mumlar yakılıyor
(Mor renk, duygu rengi olarak kabul edilir, kişiye mistik bir güç ve bir yücelik getirdiğine inanılır, metafizik gücü ve aynı zamanda ruhaniliği simgeler, inancın, dinin sembolüdür: Mum yakma ise Hıristiyanlık öncesi dönemde de vardı, ibadetle bütünleşmeyi simgeler, Hıristiyanlık döneminde, duanın sembolü olarak algılanır, yaşamı, sürekliliği ve İsa Mesih’le bütünleşmeyi ve içleşmeyi simgeler.).
Hisnag’ın son hafta sonu 7. Cumartesi günü, Crakaluytz (Kandillerin Yakılması anlamına gelir) denilen, Surp Dznunt’un arifesinde 7 mor bir tane de beyaz mum hep bir arada yakılır.
Musevilikte Şabat başlangıcında Havdalah ritüeli esnasında mum yakılıyor.
Yahudilerin ‘yeniden adama' bayramı Hanuka, ayrıca ışıklar bayramı olarak da bilinir ve dini geleneği kandil veya mum yakmaktır. Mumlar, Menora ya da Hanukiya denilen dokuz kollu özel bir şamdanda, her gece için bir mum, ayrıca bir de onlara "hizmet" eden "şamaş" (hizmetkâr) yakılır.
Mumlar niyetlerimizin gerçekleşmesi için kullanılan en önemli totemlerdir.
Tılsım olarak da kullanılan mumun en önemli özelliği ateş elementini ritüeller de temsil etmesidir.
Hümanizm’de mantığın ve akılcılığın sembolü olan mum, ruhsal aydınlanmanın ve başarının sembolü olarak pek çok ritüelde de kullanılmaktadır.
------------------------------------
Mumun değeri karanlığa karşı gelmesindendir.
Karanlık bütün kültürlerde kötüyü ve kötülüğü simgeleyen bir araç iken mum karanlığı ortadan kaldıran bir meşale olarak tasvir edilir. Muma yakın duranlar onun ışığından daha fazla istifade ederler.
------------------------------------
Anadolu Alevilerinin cem ayini sırasında mum ve ateş yakmalarının da kaynağı kamcılık inancıdır.
Altay”da, Hakasya”da, Tuva”da, Yakutistan”da, Çuvaşistan”da Türk kamları ateş yakarak ve ateşin etrafında semah dönerek / raks ederek ayin yapmaktadırlar. Ateşe dua etme geleneği de kamcılıkla ilgilidir.
------------------------------------
Işık inancı bütün Alevi ozanlarınca dile getirilirken,yer ,gök her ne var ise bu kaynaktan hayat bulmaktadır.Işık Haktır,Delildir,Ocaktır,Alevdir," Mum" dur.
Zifiri karanlığın bile karanlığını bir mum ışığı bozup aydınlatabilir.
Özellikle 16. yüzyıldan başlayarak Alevilere ”mum söndü” iftirasını yapanlar bu törenin gerçek anlamını bilmedikleri ve iftiralarına dayanak aradıkları içindir.
Ahlaklı yaşamayı kendisine hedef edinmiş “ Eline, Diline, Beline Sahip Ol” anlayışına sahip bir toplumun bahsedilen şekilde bir ahlaki sapkınlıklarının olmadığı gün gibi ortadadır.
Yazar: DERVİŞ CEMAL ,ALEVİLİK VE ALEVİ KATLİAMLARI adlı kitabında"Mum Söndü Karalaması" konusuna değinmiştir.
------------------------------------
Tasavvuf, Hakkın yanan mumu ve ışığı olarak tarif edilir.
------------------------------------
Tasavvufta ulu kişiler mum gönüllüdür,
yani aydınlatmaya, yararlandırmaya devam ederken, mum gibi kendilerini eriterek etraflarını aydınlatır, hep verir, hiç almaz.
------------------------------------
" Mum gibi ol ve mum gibi olma!.. Mum gibi ol ki, ışığın başkalarını aydınlatsın.
Mum gibi olma ki, kendini karanlıkta korsun"
Nakşibendiyye tarikatının kurucusu olarak geçen Hâce Muhammed b. Muhammed el-Buhârî (ö. 791/1389)
------------------------------------
Melâmîlikte MUM
Abdülbaki Gölpınarlı'nın büyük eseri "Melâmîlik ve Melamiler" kitabında bu anlayış "toplumdaki yansımaları" açısından 3 devir halinde incelenmesine karşın, melamiler zaman içinde farklı isimlerde ortaya çıkan melâmîleri bir zincirin halkaları ya da sönen bir mumun ardından sönenin ateşiyle yakılan yeni mum olarak kabul etmiş ve bu itibarla ilk mum ve son mumdaki ateşin ya da savunulan değerlerin aynı olduğuna inanmışlardır.
------------------------------------
Mevlevîlerde, edep telâkkisiyle inançtan meydana gelen terimler vardı.
Meselâ kapıyı kapamak, ocağı, yahut MUMu söndürmek, ışığı yakmak gibi çeşitli mânaları arasında kötüleri de olan sözler, Mevlevîlikte kullanılmaz, bunların yerine «kapıyı örtmek> yahut «sırlamak», «ocağı ve mumu dinlendirmek», «ışığı uyarmak, uyandırmak» gibi tâbirler kullanılırdı.
(Ben denmez, «biz», yahut «fakiyr» denirdi. Sen denmez, «siz», yahut «nazarım» denirdi)
------------------------------------
Tasavvufta şem’(mum), ilahi nur’a tekabül eder.
Mum aydınlığı gönlün aşk ile dolması, dünyanın aydınlanması demektir
En eski Doğu edebiyatında mum ve kelebeğin hikayesi vardır.
Onlar biliyorlar ki mum, geceleri değerlidir.Kendisini karanlıklarda gösterir.Her gecenin bir sabahı vardır ve evreni ısıtan güneşin,sıcaklık ve aydınlığın habercisi ümit bahşeden ilk tebessümüyle birlikte,kelebek kaçar,mumu yalnız bırakarak güneşe doğru uçar.
Mum da sabahın ilk ışıkları ile can verir,geceyle birlikte o da gider,ölür.Bütün toplulukların mumu böyledir.
Mum , Allah’ın sırrı, duanın sırrı, takva sembolü olarak görülmüştür.
Gönüllerin ve Allah aşklarının en güzel hatırasıdır.Mum,sırlar aleminin elçisi,ruhlar alemin habercisi,samimi ve berrak duyguların habercisi.
Divan edebiyatında Şairlerin gül ile bülbülden başka kendilerini özdeşleştirdikleri bir diğer metafor da mum ile pervanedir.
Divan şiirinin ışığı mumun başında yanar, o ışığa düşen pervane de aşığın ta kendisidir.
Bu benzetme doğuya ait aşk sembollerinin başında gelen bir anlayışı temsil eder.
Aşk tekildir, iki kişilik değildir ve sadece bir kişiyi ilgilendirir; seveni…
Mum bir ışık yayar, bu ışık aşkın aydınlatılması manasına gelir.
Bir şairin dediği gibi aşk ateşi önce maşuku sonra aşıkı yakar.
Mum sevilendir ve etrafındaki pervane ona aşık olan kişidir.
Mum, vahdete işaret eder. Âşıksa vahdete ulaşmak için çaba sarfeder. Pervâne gibi mum etrafında döner. Sonunda da onun ateşiyle yanar.
Divan Edebiyatına göre aşkın oluşması bir bakışla yani tek bir kıvılcımla olur; işte bu kıvılcım mumun üzerindeki ateşi yakar. Daha sonra pervanenin mum etrafında dönüş süreci başlar.
Pervâne, mum etrafında dönerken adeta ‘ayn’el-yakin vadisindedir. Mum ateşine gark olunca hakk’al-yakîn mertebesine ulaşır.
Tıpkı pervanenin mum ışığına giderek yakınlaşmak istemesi gibi aşık da tutkunu olduğu sevgiliye giderek daha çok yakınlaşmak ister…
Ta ki mumun alevine dokunup kanadını yakıncaya kadar. Mum bu esnada kovalandıkça yakalanmak isteyen bir sevgili gibidir.
Tasavvuf şiirinde pervâne, âşıklar içinde en civanmerdidir.
Âşıkânın diğerleri, örneğin “bülbül, kesrete âşıktır. Pervâne ise vahdete âşıktır.
Kendisini şem‘de mahveder. Herkes bülbül olabilir, fakat pervâne olamaz
Aşk, sevgili merkezli bir dönüşten ibarettir.
Ne yapsanız, ne etseniz, ne okusanız ne yazsanız; yolunuz hep sevgiliye çıkar.
Mumun alevinden etkilenip ona ilk dokunuşu yapan pervanenin yanan kanadı, azap içindedir. Azabın anlamı “acı, elem, ıstırap”dır ve bir diğer anlamı da “lezzet”tir.
Aşığın tattığı bu acı, bir zaman sonra onun tabi hali olmaya başlar. Öyle bir nokta gelir ki pervane metaforundaki aşık, mumun alevinden aldığı şevkle iki kanadıyla ateşe sarılmak ister ve tamamıyla yanar.
Bu benzetme, aşığın sevgili huzurunda can vermesi ile özdeşleşir; ve mumun bundan hiç haberi yoktur. Kaldı ki aşk, sevgili için olmaktır.
Divan şairleri, “sevgili için can taşıyan aşıktır; canı için sevgili arayan ise menfaatperesttir” der.
--------------------------------------
Divan Edebiyatındaki Mazmun Örnekleri arasında geçen MUM
İnsan vücududur.Fitil insanın canıdır.Buna can ipliği denir.
Bu benzetme canın ıstıraptan incelip iplik haline gelmesi ve kıvrım kıvrım bükülmesi ile alakalıdır.Çünki ıstırap insanı kıvrandırır.Can ıstırabı ve kıvrım kıvrım olması sevgilinin sünbül kokan saçı yüzündendir.Sünbül koku ve şekilce saça benzer.Şaçta uzunluk bakımından ömre benzer.Ömür ilerledikçe can ipliğindeki kıvrımlar yani ıstıraplar artar.
ÇERAĞ
Farsça. Kandil, mum gibi manaları vardır.
Topraktan veya madenden yapılmış kandil. İçine yağ konulup yan tarafındaki deliğe bir fitil takılarak yakılırdı.
Çerağ, Bektaşîlerde makamlardan biriydi. Burada, diğer makamlarda olduğu gibi niyaz olunurdu. Nasib alan yeni talib, rehberinin kılavuzluğu ile buraya geldiği zaman, rehber kendisine şöyle derdi: "Buna çerağ derler.
Bu çerağ, nûr-ı Muhammed Ali'dir. Cümle canlar, bunun nuruyla münevverlenip, onların cemâliyle müşerref olunup, her hakka erişilen makamdır." Tekkelerde çerağın yakılması veya söndürülmesi icabettiği zaman "çerağı yak", "çerağı söndür" denilmez "çerağı uyandır", "çerağı dinlendir" denilirdi. Çerağ nefesle üflenerek söndürülmez, elin hareketleriyle dinlendirildi.
Bektaşî meydanlarındaki mumlara, özellikle, mutfakta yakılan mum ve lambaları uyandırmak için kullanılan kandile, çerağ denilirdi.
Kandilin kudreti temsil ettiği kanaati yaygındı. Diğer tarikatlarda da, kandile çerağ denilir.
--------------------------------------
Mısır ve Girit'te bulunmuş en az 5000 yıllık şamdanlardan anlaşılabileceği üzere, mum, Antik Çağ'ın ilk buluşları arasındadır.
Ortaçağ ise, mumların gelişiminde önemli bir rol oynuyor. Çünkü bu döneme kadar sadece iç yağlardan üretilen mumlar, bal mumundan üretilmeye başlanıyor. Yine aynı dönemde arıcılığın gelişmesi ve arıcılık yapan kişilerin sayısının artması sonucunda ortaya büyük miktarda bal mumu çıkıyor. Ancak bal mumu, iç yağ üretimine göre daha zor ve maliyetli olduğu için, ayrıca hoş kokulu ve uzun süre yanma özelliğine sahip oldukları için, zengin kitleye hitap eden lüks bir ışık kaynağı olarak tarihe geçiyor.
Parafin mumların ilki ise, 1850 yılında İskoçya’ da James Young adlı kimyager tarafından yapılmış. Aynı yıllarda İngilizlerin uzun süren çalışmalardan sonra petrolden parafin imal etmeyi başarmaları ve 1859’da ABD’de petrol bulunması ile parafin de mum yapımında kullanılmaya başlanıyor. Bu tarihlerden sonra mum yapımındaki gelişmeler daha çok fitilin kalitesini artırmaya yönelik çalışmalar oluyor.
--------------------------------------
İlk olarak Çin’de yapılan ve sonra tüm dünyaya yayılan mum saatleri, zamanın belirlenmesinde kullanılır.
Aynı zamanda çok zor yanan mum takvimleri, günün belli olmasında da kullanılırlar. Bu takvimler, bir yıl boyunca yanabilen mumlardır.
------------------------------------
Mumlar en çok kullanılan dilek dileme yöntemlerinden biridir.
Bazı eski gelenekler her tür dilekler için beyaz mumun veya tamamen doğal olması açısından bal mumunun kullanılmasını önerirken, bazı geleneklerde ise her dileğe özgü farklı renk kullanılması tavsiye edilir.
------------------------------------
Mumlarla renk terapisi
Hayal gücümüzü zorlayacak kadar geniş çeşit, renk, form ve kokuya sahip olan mumların insan psikolojisini olumlu yönde etkilediği söyleniyor. Renk ve kokuların insan beyninde olan duygu-durum karşılıklarına bakacak olursak, farklı renklerle mum terapisi yapma fikri kulağa pek hoş geliyor ve denemeye değer gözüküyor.
Yeşil mum beyin enerjisini dengeliyor, doğa tutkusunu arttırdığı da söyleniyor.
Mavi mum algıyı arttırıyor ve içsel yeteneklerimizin farkına varmamıza yardımcı oluyor.
Beyaz mum, saflığın ve gücün sembolü olarak negatif enerjiyi yok ediyor.
Siyah mum, en güçlü koruyucu mum olarak ifade ediliyor. Farklı inanışların ayinlerinde siyah mum kullanmaları da buna bağlanıyor.
Kırmızı mum arzuları harekete geçiriyor.
Pembe mum bilinci güçlendiriyor.
Turuncu mum neşelendiriyor.
Mor mum başarıyı arttırıyor.
Gri ve gümüş renkli mumlar açıklığın ve şeffaflığın sembolü olarak görülüyor.
İçinde gizli kalmış yetenekleri ortaya çıkarmak isteyen kişilere, çalışma esnasında bu mumlardan yararlanmaları tavsiye ediliyor. Ayrıca, nane kokan mumlar ferahlık, lavanta kokan mumlar dingilik veriyor. Sandal ağacı kokulu mumlar ruhani gücü arttırıyor. Şeftali, çilek aromalı mumlar tazelik ve canlılık kazandırıyor.
------------------------------
İtalya’da her yıl “Mum Festivali” düzenleniyor
İtalya’nın bilinen en eski festivallerinden biri olan mum festivali, Umbria bölgesinde yer alan Gubbio kasabasında her yıl Mayıs ayında, on binlerce insanın katılımıyla gerçekleştiriliyor. Festivalin nasıl başladığına dair iki farklı inanış var. İtalyan kültürünün parçası olan diğer festivallerin çoğunda olduğu gibi bu festival için de, bir inanış Hıristiyan kültürüne, diğeri ise Roma döneminden kalma Pagan inanışına işaret ediyor.
Festival, şafak vakti güneş doğmadan önce, piskoposun kutsaması ile başlıyor. 12. yüzyılda yaşayan azizler Ubaldo, George ve Anthony için devasa birer mumun, kentin en yüksek noktasında bulunan İngino Dağı’ndaki St. Ubaldo bazilikasına taşınmasıyla devam ediyor. 20’şer kişiden oluşan 3 takım yarışarak bu dev mumları kilometrelerce taşıyorlar. Mumların 7 metre uzunluğunda ve yaklaşık 400 kilo ağırlığında olduğunu düşündüğünüzde, onbinlerce kişinin neden meydanlara döküldüğünü anlayabilirsiniz.
Festivalde kullanılan devasa mumlar 16. yüzyıla kadar, her yıl yeniden balmumundan yapılmış. Daha sonraki dönemlerde, tahtadan yapılan mumlara dönüştürülmüş. İşin en ilginç tarafı, o yıllarda yapılan bu tahta mumlar hiçbir zarar görmeden günümüze kadar varlığını korumuş.
------------------------------------
Citronella yağı içere bir mum türü etrafa böcekleri rahatsız edici bir koku yayarak haşerelerin uzaklaşmasını sağlar.
Mum, ayrıca resim yapımında ve terzilikte de kullanılır.
------------------------------------
Mum ışığında yaşayanlar - Amişler
Onlar, ABD gibi bir ülkede, milenyum çağında 17.yüzyıla bağlı kalan, teknolojiyi reddeden, geceleri mum ışığında muhabbet eden, kılık-kıyafet tercihinde kendi modalarına hiçbir zaman ihanet etmeyen bir topluluk. Onlar, vergi ödemeyen, askerlik yapmayan, öte yandan sosyal güvenlik gibi yardımlara da ihtiyaç duymayan nevî şahsına münhasır Amişler...
------------------------------------
Karacaoğlan’ın kulaklarını çınlatırsak ;
Pervane şem’ini uyandıramaz
Başta sevda kalbde nar olmayınca
------------------------------------
Binlerce mum, tek bir mumun ışığıyla yanabilir ve o mumun ömründen hiç bir şey götürmez.
Mutluluk da mum ışığı gibi paylaşıldıkça çoğalır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)